19 Temmuz 2021 Pazartesi

KURBAN BAYRAMINA FARKLI BİR BAKIŞ


Günler günleri kovaladı, haftalar haftaları ve aylar ayları... Ve Allah Teâlâ'ya şükürler olsun ki bir Kurban Bayramına daha kavuştuk. İki senedir koronavirüs, ekonomik kriz, sokağa çıkma yasağı derken bayramlarımız biraz buruk geçiyor değil mi. Sizce de dostlarımızı, akrabalarımızı, komşularımızı içimizden geldiği gibi öpüp, sarmayı çok özlemedik mi? Bir daha düşündüm de özledik mi acaba? Bugün teknoloji, iş hayatı ve internet gibi hususlarında etkisi ile insanlarla aramızdaki bağlar ne kadar da zayıfladı değil mi? Peki bunun farkında mıyız? Veya farkındaysak bile umurunuzda mı? Elbette hayır. Çünkü biz aziz ve necip Türk milleti olarak sürekli bahaneler bulur, her zaman karşımızdakileri tenkit eder ve çoğunlukla para, şöhret, makam, menfaat gibi şeyleri önemseriz. Ama atalarımız böyle değildi herhalde. Kültür, tarih, din ve geleneklerine sahip çıkar, eşlerini / dostlarını gözetir, bir gönül dahi incitmemeye çalışırlardı. Ama üstümüzden buldozer gibi geçen şu son iki asır bizleri ne kadar da değiştirdi. Ne kadar öksüzleştik, ne kadar köksüzleştik... Geçen sene yasaklardan dolayı herkes eve tıkılıp kalmaktan, bayram vecibelerini yerine getirmekten, akrabalarını özlemekten dem vurup durdu. Ama bu virüs yarın yok olup gitse mesela; bir iki gün içinde yine her şey aynı hale gelmeyecek mi? Yine yaşananları unutup rahatımızı düşünmeyecek miyiz? Camiler, kabristanlar, evler yine boş kalmayacak mı? Yine herkes anne, babasını bile ziyaret etmeden Bodrum, Çeşme, Antalya yollarını, sahilleri, turistik otelleri mesken tutmayacak mı? Elbette tutacak. Kimse kimseyi arayıp sormayacak. Hatta çoğu insan biraz da cimriliğin verdiği rehavetle kurban bile kesmeyecek. Telefonlar sus pus olurken sosyal medya saçma sapan resimlerle dolup taşacak. Bir fakire yardım etmek, bir yetimin başını okşamak, bir çocuğu sevindirmek, iki kat üstümüzde oturan komşuyu hatırlamak aklımızın ucundan bile geçecek mi?

Diyelim ki öyle olmadı da bayram çok güzel geçti bu sefer de her gün lüks lokantalarda türlü türlü etler yiyen sözde hayvanseverler "Kurban katliamdır!" diye kusmayacak mı? Lüks mekanlarda 50 liralık ete 1000 TL ödeyip çıkınca medeniyet ve cemiyet hayatı, fakirin kursağından birkaç lokma kıyma geçince katliam oluyor öyle mi? Garip bir dünyadayız... Peki bu hayvanseverler yılbaşı günlerinde binlerce hindi zevk ü sefa uğruna ( Hem de bizim kültürümüzde, adetlerimizde böyle bir şey olmamasına rağmen ) öldürülürken neredeler? Şimdi hatırladım , herhalde o zamanlarda hindinin butlarını kemiriyorlar. Çünkü hindi canlı da değil hayvan da değil! Bu yüzden katliam olmuyor değil mi? Peki bu insanlar Çin'deki festivallerde kedi-köpekler kesilirken, İskandinav kıyılarında balinalar katledilirken, zararsız hayvanlar makyaj ürünlerini test etmek için kullanılırken, sonradan görmeler kürklerle gezerken neredeler? Muhtemelen uyuyorlardır.
Halbuki bayramlarda kurban edilen hayvanlar sayesinde hem fakirler doyuyor, hem akrabalar / komşular arasında birlik - beraberlik oluşuyor, hem çocukların yüzü gülüyor, hem hayvancılar ve kasaplar eve ekmek parası götürüyor. Ayrıca kesilen hayvanların etinden, sütünden, kürkünden hatta çoğu zaman kemik ve boynuzlarından bile faydalanılıyor ve israf edilmemiş oluyor. Memlekette ticaretin canlanmasına d vesile oluyor. Ayrıca kurban edilen hayvan türleri zenginlerin hırsları uğruna derisi, dişi için katledilen nesli tükenme tehlikesi altında olan hayvanlardan değil. Hatta bu hayvanlar hayatlarını onları yetiştiren, doyuran, koruyan insanlara borçlular. Ama yine de biliyoruz ki ağızlarda boş laflar dolaşacak hatta " Kurban keserek katliam yapmayın eti kasaptan alıp dağıtın." diye muhteşem fikirler de ortaya atılacaktır. (Sanki kasaplardaki etler bostanlarda yetiştiriliyormuş gibi...)
İşe farklı bir açıdan baktığımızda ise kurban kesme ibadeti veya temiz hayvanların etini yeme adetinin sadece Müslümanlara özgü olmadığını görürüz. Neredeyse bütün din, mezhep, millet ve coğrafyalarda görülen bir fiildir. Neden kurbana karşı çıkan bu tür insanlar başkalarına karışmazken Müslümanlara saldırıyorlar? Ve neden  "Anayasa" mız ile"İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi" nde yer alan din ve vicdan hürriyeti çerçevesi içerisindeki bir ibadetin yapılmasına insaniyete aykırı bir şekilde -hakaret ederek- karşı çıkıyorlar? Ben söyleyeyim. Çünkü niyetleri üzüm yemek değil bağcıyı dövmek!..

İşte böyle dostlar. Yine kıymettar bir vakte kavuştuk ama ona layık olabilecek miyiz işte orası tam bir muamma? Ama umarız bu bayram öyle olmaz. Umarız bu bayram bir şeyler değişir. Umarız artık bayramlardan kalan tek hatıramız duygu sömürüsü yapan saçma reklamlar olmaz. Güzel günler görmek dileğiyle... Herkese hayırlı bayramlar.

Muhammet Baran ASLAN 





Hiç yorum yok:

Yorum Gönder