BİR YOLCULUĞUN SEVDA DİLİNDE VESİKASI
"Yollar ne
kadar da uzun" dedi yüreğim.
"Yollar,
ne kadar hasret
kokulu..."
Kendi ateşimizde
kavrulduğumuz bir gece
Medrese
meşklerinde
Bir kor düştü
içimize!
" Sabah
namazından sonra
çıkalım
yola!" dedi içimizden birimiz.
Sabah namazından
sonra...
Ezanın izleri
arasında basarak ayak uçlarımıza
Kanat vurduk
Konya yollarına.
Konya ki
Selçukilerden beri
Aşıkların
payitahtıdır Diyar-ı Rum'da...
Nice abdal, nice
derviş, nice aleperen
Cihanın yedi
atlısıyla
Hatta Haçlısıyla
Can veren
pervana edasıyla
Vuruşmuştu bu
uğurda!
"Yollar ne
kadar da sıcak" dedi yüreğim.
Yollar ki o
Hazrete, Şemsi Tebrizi'ye, Sultan Veled'e, Yunus Emre'ye,
hatta
Muhiyiddin'i Arabî'ye götüren birer köprüdür görene.
" Gel gör
beni aşk neyledi." sırrınca
Vardık o kutlu
dergaha.
Ağlamak istedim
lakin
edep etti
gözlerim...
Muhabbetle
huzura girdim.
Muhabbetle,
muhabbetle...
Sultan Selim ve
Aziziye...
Ya Rab bu nasıl
topraktır, bu nasıl gök
Bu nasıl ateş,
bu nasıl bilmece?..
" Yollar ne
kadar da uzak" dedi yüreğim.
Zihnimizde
asırların yükü
Elimizde
Risale-i Nur'dan bir nüsha ile
Düştük
Karamanoğlu Beyliği'nden yadigar
bir vilayetin
Tarih kokan
tariklerine.
Osmanlı sadaları
ve ney sesleri ile
Hz. Hadimi
türbesinden,
Başyayla'dan,
Güneyyurt'tan, Taşkent'ten dem vurduk.
Demli içtik
çaylarımızı.
Eklemlerimizde
latif sızılar
Dillerimizde
zikirler ile
Vardık asırlık
bir çınarın talbesi
Zübeyir Abinin
memleketi Ermenek'e...
O dağların
yamacında, Kale dibinde, Ulu Cami'de
Dedemle yaşıt
mektupları okurken
Ve seyrederken
sulların sessiz sevdasını
Yeşilin her
türlü tonunu
Göğün en kesif
kokusu
Bir
"Zübeyir" parladı içimde.
Bir esrar
nakşolundu dilime.
Ermenek'te,
Ermenek'te...
Ekim 2021 - Karaman/Ermenek
Muhammet Baran
ASLAN (Baranî)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder